Gerçek Dostluk: Samimiyet mi, Sıfat mı?

BEKİR ÖZDENİZ

06-08-2025 11:15

Gerçek Dostluk: Samimiyet mi, Sıfat mı?

Bugünkü yazımın ilhamı, şahsi hayatımın esintilerinden doğdu. Bazen insan bir görev üstlenir, bir makam taşır, bir sıfatla anılır… Ama bazı ilişkiler vardır ki, o resmiyeti aşar, kalpten kalbe bir bağ kurulur. Zamanla şunu anlarsın: Gerçek dostluk, hitaplardan değil, içtenlikten doğar. Samimiyetin olduğu yerde unvanlar değil, muhabbet belirler ilişkilerin kıymetini.

Kimi zaman içinde bulunduğumuz kurumlar, sorumluluklar ve görevler bizi bir sıfatla anılabilir kılar. Başkan, müdür, hoca, abi... Bu kelimeler kulağa hoş gelir, ama kalbe ne kadar dokunduğu ayrı bir meseledir. Gerçek dostluk, bu sıfatların arkasında şekillenmez. İnsanlar sana ne dedikleriyle değil, nasıl baktıklarıyla gösterir aslında ne hissettiklerini.

Bir dostun sana "resmî" bir dille seslenmesi değil, gözünün içine bakıp “iyisin değil mi gerçekten?” demesi belirler ilişkinizin derinliğini. Kimileri seni bulunduğun makamdan dolayı sever, kimileri ise o makamları taşıyan kalbindeki samimiyet yüzünden. İşte insanı asıl değerli kılan da budur: Unvan değil, güven; saygı değil, sadakat; protokol değil, paylaşılmış bir dua...

Gerçek dostlukta resmiyet azalır, yerine içtenlik gelir. Samimi ilişkilerde unvanlar yavaş yavaş silinir; yerini “kardeşim”, “dostum”, “canım” gibi kalpten çıkan hitaplar alır. Çünkü birini gerçekten sevdiğinde, onu nasıl çağırdığın değil, nasıl hissettirdiğin önemlidir.

Bu noktada Hz. Peygamber Efendimiz’in (sav) hayatı bize büyük bir rehber olur. O, ashabına liderlik eden bir Nebi olmasına rağmen, onların gönlünde hep en yakın dosttu. Hz. Ebu Bekir ile olan ilişkisine bakıldığında, sadece bir peygambere bağlılık değil; aynı zamanda derin bir dostluk, sadakat ve kalpten gelen bir muhabbet görülür. Öyle ki, Hz. Ebu Bekir hicret yolculuğunda mağaraya girerken bile önce Peygamberini korumayı düşünmüştü. Bu, görevden doğan bir ilişki değil; gönülden gelen bir vefaydı.

Sonuç olarak, dostluklar samimiyetle kurulur; unvanlar, görevler ise sadece birer detay olarak kalır. Önemli olan, insanların sana nasıl seslendiği değil, nasıl hissettirdiğidir. Bazen en sade cümle, en büyük değeri taşır. Çünkü gerçekten değer veren insanlar, bunu kelimelerle değil, davranışlarıyla gösterir. Unvanlar zamanla unutulur; ama içten bir selam, vefayla edilen bir dua daima hatırlanır.
Keyifli bir muhabbet olduğunu temenni ediyorum.

DİĞER YAZILARI Kötülüğün Gürültüsüne Karşı 01-01-1970 03:00 Özeleştiri Zamanı 01-01-1970 03:00 Osmanlı’dan Günümüze: Birlikte Yaşamanın Sırrı 01-01-1970 03:00 Kudüs’ün Kaderi: Osmanlı’dan İsrail’e 01-01-1970 03:00 Sabır ve İmtihan 01-01-1970 03:00 Kültürümüzün Sessiz Mirası: Dil ve Edebiyat 01-01-1970 03:00 Kervan Yolda Düzülür 01-01-1970 03:00 Hayallerin Umutla Dansı 01-01-1970 03:00 Sessizce Kalbe Sızan Toz: Riyâ 01-01-1970 03:00 Büyümek : Bir Çocuğun En Tatlı Yanılgısı  01-01-1970 03:00 Kudüs: Üç Din, Bir Mücadele 01-01-1970 03:00 15 Temmuz: Tarihin Seyrini Değiştiren Gece 01-01-1970 03:00 Unutulan Değerler: Mahalle Kültürü ve Komşuluk 01-01-1970 03:00 "Her An, Her Yerde İyilik" 01-01-1970 03:00 İyilik Pasif Kalmasın 01-01-1970 03:00 "Bir Ekran Kadar Yakın Bir İnsan Kadar Uzak" 01-01-1970 03:00 Filistin İçin Sustuklarımız: Vicdanın Sınırları 01-01-1970 03:00 Sınırsız İsteklerin Gölgesinde Sınırlı Bir Ömür 01-01-1970 03:00 VEFA NEREDE YAŞAR? 01-01-1970 03:00 Neden yazıyorsun? 01-01-1970 03:00 "Geçmişin Gölgesinde Kalmamak" 01-01-1970 03:00 "Stresten Uzak Huzura Yakın  01-01-1970 03:00 "Dijital Dünyanın Tehlikesi: Dijital Faşizm 01-01-1970 03:00 "Filistine Umut: Yapabileceklerimiz"  01-01-1970 03:00 "Peygamberimiz Ve Engelliler" 01-01-1970 03:00 Ne Verirsen Elinle O Gelir Seninle  01-01-1970 03:00 "Dört Halife Işığında Müslüman" 01-01-1970 03:00 Bir Ses İnsanlık mı dedi ? 01-01-1970 03:00 Işık Hadisesi Etrafında Siirt Ve Kültürel Miras  01-01-1970 03:00 "Sonbahara Doğru" 01-01-1970 03:00 Günümüz Salgını "İsraf" 01-01-1970 03:00 Hiçlik Makamı" 01-01-1970 03:00 Aidiyet ve Toplum 01-01-1970 03:00 Hayır Diyebilme Özgürlüğü 01-01-1970 03:00 İyilik Yap, İyilik Bul! 01-01-1970 03:00 Amalar ve Fakatlar 01-01-1970 03:00 Müjde Mi Vahamet Mi ?  01-01-1970 03:00 "İbrahimce Sadık İsmailce İtaatkar" 01-01-1970 03:00 "Kur'ân'ı Okumak Ve Anlamak" 01-01-1970 03:00 "Dünün Hayalleri Bugünün Teknolojileri" 01-01-1970 03:00 İnsan değişken mi ? 01-01-1970 03:00 Hakimiyet insanda mı doğada mı? 01-01-1970 03:00 Hayatımızdaki sınırlar ve düzenler. 01-01-1970 03:00 Güç kalemde mi kılıçta mı?  01-01-1970 03:00 Zaman mı, İnsan mı ? 01-01-1970 03:00 Samimiyet ve Samimi Niyet 01-01-1970 03:00 "Hayatımızda ki Tercihler" 01-01-1970 03:00 "Kanayan Yaramız  Kudüs" 01-01-1970 03:00 Gönüllülük Ve İnsanımız 01-01-1970 03:00 Bir Sinan Gerek Bir de Süleyman 01-01-1970 03:00 Ah Nerede O Eski Ramazanlar ? 01-01-1970 03:00