https://www.siirtpusulahaber.com/files/uploads/user/1ca1785972386467e5c9227e0035f720-2df1b945cdaa2a610636.jpeg
BEKİR ÖZDENİZ

Unutulan Değerler: Mahalle Kültürü ve Komşuluk

09-07-2025 13:43 592 kez okundu.

Unutulan Değerler: Mahalle Kültürü ve Komşuluk

Bir zamanlar sabah kapıyı açtığınızda yalnızca sokak değil, bir "yaşam alanı" karşılardı sizi. Çocuk sesleri, komşunun fırından yeni çıkardığı çörek kokusu, pencere önündeki çiçeklere su döken teyze... Mahalle, sadece evlerin yan yana dizildiği bir yer değil; gönüllerin de yan yana olduğu bir dünyaydı.

Komşu, aynı duvarı paylaştığınız insan değil; dert ortağınız, sevinç arkadaşınızdı. Kapılar kilitlenmeden yaşanırdı çünkü kalpler kilitsizdi. Misafirlik haberle değil, içtenlikle yapılırdı. Bir tencere yemeğin kokusu yalnızca evi değil, vicdanı da sarardı. Yokluklar paylaşılır, varlıklar bölünerek çoğaltılırdı.

Osmanlı’da komşuluk yalnızca bir sosyal ilişki değil, aynı zamanda bir hukuk meselesiydi. “Hakk-ı mecâr” olarak bilinen bu anlayış, komşuluk hakkını mülkiyet hukukunun önüne koyardı. Bir kişi evini satacaksa, önce komşusuna teklif ederdi. Çünkü Osmanlı’da komşu, sadece yanındaki evin sahibi değil, aynı zamanda huzurun ve güvenin ortağıydı. Bu gelenek, “önce komşunun rızasını al” anlayışını yerleştirmişti topluma.

Bugün ise aynı apartmanda yıllardır oturup birbirinin ismini dahi bilmeyen insanlar var. Mahalleler sitelere, komşuluk ise sadece acil durumlarda aranan bir "numaraya" dönüştü. Teknoloji yakınlaştırdı gibi görünse de aslında içimizi uzaklaştırdı. Dijital ekranlar büyürken, gönül pencerelerimiz küçüldü.

Oysa dinimizde komşuluğun yeri bambaşkadır. Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:
“Cebrail bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, neredeyse onu mirasçı kılacak sandım.” (Buhârî, Edeb 28)
Yani komşuluk, akrabalıktan hemen sonra gelen bir sorumluluk alanıdır. Gönlümüzün mahallesini yeniden kurmak zorundayız. Zira iyi komşu, iyi insan olmanın alametidir. Selâm ile başlayıp tebessümle devam eden bir ilişki, belki bir insanın hayatını değiştirebilir.
Bugün bir komşunuza bir kap yemek götürün, selam verin, halini hatırını sorun. Çünkü eski mahalleler geri gelmeyebilir; ama o ruhu yaşatmak hâlâ mümkün.
Bir sonra ki muhabbetimiz de görüşmek dileğiyle...

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI Kültürümüzün Sessiz Mirası: Dil ve Edebiyat Kervan Yolda Düzülür Hayallerin Umutla Dansı Sessizce Kalbe Sızan Toz: Riyâ Gerçek Dostluk: Samimiyet mi, Sıfat mı? Büyümek : Bir Çocuğun En Tatlı Yanılgısı  Kudüs: Üç Din, Bir Mücadele 15 Temmuz: Tarihin Seyrini Değiştiren Gece "Her An, Her Yerde İyilik" İyilik Pasif Kalmasın "Bir Ekran Kadar Yakın Bir İnsan Kadar Uzak" Filistin İçin Sustuklarımız: Vicdanın Sınırları Sınırsız İsteklerin Gölgesinde Sınırlı Bir Ömür VEFA NEREDE YAŞAR? Neden yazıyorsun? "Geçmişin Gölgesinde Kalmamak" "Stresten Uzak Huzura Yakın  "Dijital Dünyanın Tehlikesi: Dijital Faşizm "Filistine Umut: Yapabileceklerimiz"  "Peygamberimiz Ve Engelliler" Ne Verirsen Elinle O Gelir Seninle  "Dört Halife Işığında Müslüman" Bir Ses İnsanlık mı dedi ? Işık Hadisesi Etrafında Siirt Ve Kültürel Miras  "Sonbahara Doğru" Günümüz Salgını "İsraf" Hiçlik Makamı" Aidiyet ve Toplum Hayır Diyebilme Özgürlüğü İyilik Yap, İyilik Bul! Amalar ve Fakatlar Müjde Mi Vahamet Mi ?  "İbrahimce Sadık İsmailce İtaatkar" "Kur'ân'ı Okumak Ve Anlamak" "Dünün Hayalleri Bugünün Teknolojileri" İnsan değişken mi ? Hakimiyet insanda mı doğada mı? Hayatımızdaki sınırlar ve düzenler. Güç kalemde mi kılıçta mı?  Zaman mı, İnsan mı ? Samimiyet ve Samimi Niyet "Hayatımızda ki Tercihler" "Kanayan Yaramız  Kudüs" Gönüllülük Ve İnsanımız Bir Sinan Gerek Bir de Süleyman Ah Nerede O Eski Ramazanlar ?