https://www.siirtpusulahaber.com/files/uploads/user/1ca1785972386467e5c9227e0035f720-2df1b945cdaa2a610636.jpeg
BEKİR ÖZDENİZ

Bir Hilal Doğdu

05-11-2025 17:21 560 kez okundu.

Bir Hilal Doğdu

1868 yılının bir kış gecesi, Osmanlı topraklarının üstünde bir hilal doğdu…
Bu hilal, savaş meydanlarında yaralı bir askerin alnına düşen teri silmek için eğilen bir elin sembolüydü.
Adı o vakitler “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” idi.
Ne bir çıkar, ne bir menfaat, ne de bir gösteriş vardı bu hareketin arkasında.
Sadece bir amaç: İnsana dokunmak, insanı yaşatmak.
Bu cemiyetin gönüllülerinin giydiği sade beyaz sargılar, Osmanlı’nın merhamet kültürünün birer nişanesiydi.
Çünkü o dönemde bile Osmanlı, savaşta düşmanına dahi su veren, yarasını saran bir medeniyetin temsilcisiydi.
İşte bu ruh, 1877’de Hilal-i Ahmer Cemiyeti adını alarak büyüdü.
Kızılhaç’a alternatif olarak doğan bu kızıl hilal, hem kimliğimizi hem değerlerimizi temsil etti.
Hilal, sadece bir şekil değil; merhametin, adaletin ve insaniyetin sembolü oldu.
Zamanla savaşlar bitti ama ihtiyaçlar hiç bitmedi.
Depremler, seller, yangınlar, açlıklar geldi geçti; hilal hep oradaydı.
Savaş meydanından, aç kalan bir çocuğun sofrasına; sel altında kalmış bir köyden, kan bekleyen bir hastaya kadar her yere uzandı.
Hilal artık sadece Osmanlı’nın değil, tüm insanlığın umudu olmuştu.
Cumhuriyet döneminde adını “Türkiye Kızılay Cemiyeti”, ardından da “Türk Kızılayı” olarak yeniledi.
Ama özü değişmedi.
Çünkü Kızılay bir isimden ibaret değildi; vicdanın kurumsallaşmış haliydi.
O hilal, merhametle yoğrulmuş bu topraklarda doğdu, gönüllerde büyüdü ve asırlardır karanlığa ışık olmaya devam ediyor.
Bugün bir afet anında, çadırların arasında kırmızı hilali gördüğümüzde içimize doğan güven duygusu, işte o geçmişten gelen mirasın eseridir.
Bir Kızılay gönüllüsünün elinde uzattığı sıcak çorba, bir annenin gözyaşına karıştığında, bu toprakların bin yıllık merhamet hikâyesi yeniden yazılır.
Hilal, bayrağımızda neyi temsil ediyorsa, Kızılay da insanlıkta onu temsil eder: Ümit, diriliş ve hayat.
Sevgiden bihaber gönülleri bile aydınlatacak güce sahip, o gücün ta kendisiydi.
Selam veren esnafın samimiyetiydi,
Gülüp koşturan çocuğun neşesiydi.
Aslında Hilal bizdik, hepimiz, avucunda bir demet mutluluk taşıyan her yürekti.

O yüzden diyorum ki;
Bir hilal doğdu,
Savaşta insanlık, barışta vicdan oldu.
Bir hilal doğdu,
Asırları aydınlattı, gönülleri ısıttı.
Ve o hilal, bugün de dimdik ayakta.
Çünkü iyiliğin ömrü, hilalin ışığı kadar ebedidir.

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI Şehirlerin Kalbi Sivil Toplum  " İçimizdeki Küçük Tembel ” Sloganlarla Değil, Gerçek Adımlarla Eşitlik Aidiyetin Sesi Bir Çocuğun Gözünden Gazze Kalbin Dili Kötülüğün Gürültüsüne Karşı Özeleştiri Zamanı Osmanlı’dan Günümüze: Birlikte Yaşamanın Sırrı Kudüs’ün Kaderi: Osmanlı’dan İsrail’e Sabır ve İmtihan Kültürümüzün Sessiz Mirası: Dil ve Edebiyat Kervan Yolda Düzülür Hayallerin Umutla Dansı Sessizce Kalbe Sızan Toz: Riyâ Gerçek Dostluk: Samimiyet mi, Sıfat mı? Büyümek : Bir Çocuğun En Tatlı Yanılgısı  Kudüs: Üç Din, Bir Mücadele 15 Temmuz: Tarihin Seyrini Değiştiren Gece Unutulan Değerler: Mahalle Kültürü ve Komşuluk "Her An, Her Yerde İyilik" İyilik Pasif Kalmasın "Bir Ekran Kadar Yakın Bir İnsan Kadar Uzak" Filistin İçin Sustuklarımız: Vicdanın Sınırları Sınırsız İsteklerin Gölgesinde Sınırlı Bir Ömür VEFA NEREDE YAŞAR? Neden yazıyorsun? "Geçmişin Gölgesinde Kalmamak" "Stresten Uzak Huzura Yakın  "Dijital Dünyanın Tehlikesi: Dijital Faşizm "Filistine Umut: Yapabileceklerimiz"  "Peygamberimiz Ve Engelliler" Ne Verirsen Elinle O Gelir Seninle  "Dört Halife Işığında Müslüman" Bir Ses İnsanlık mı dedi ? Işık Hadisesi Etrafında Siirt Ve Kültürel Miras  "Sonbahara Doğru" Günümüz Salgını "İsraf" Hiçlik Makamı" Aidiyet ve Toplum Hayır Diyebilme Özgürlüğü İyilik Yap, İyilik Bul! Amalar ve Fakatlar Müjde Mi Vahamet Mi ?  "İbrahimce Sadık İsmailce İtaatkar" "Kur'ân'ı Okumak Ve Anlamak" "Dünün Hayalleri Bugünün Teknolojileri" İnsan değişken mi ? Hakimiyet insanda mı doğada mı? Hayatımızdaki sınırlar ve düzenler. Güç kalemde mi kılıçta mı?  Zaman mı, İnsan mı ? Samimiyet ve Samimi Niyet "Hayatımızda ki Tercihler" "Kanayan Yaramız  Kudüs" Gönüllülük Ve İnsanımız Bir Sinan Gerek Bir de Süleyman Ah Nerede O Eski Ramazanlar ?