"Her An, Her Yerde İyilik"
Bazen bir tebessümle başlar her şey. Kimi zaman bir kapı önüne bırakılan ekmekle, kimi zaman bir omza dokunan şefkatle. Ama her zaman iyilikle.
İyiliği sadece büyük işlerde, büyük zamanlarda, büyük yerlerde arıyoruz. Oysa iyilik; küçükken büyüyen, gizliyken görünen, sessizken duyulan bir şeydir.
Birine yer vermek, bir çocuğun başını okşamak, bir yaşlıya hâl hatır sormak… Bunlar için ne tören gerekir, ne zaman, ne de özel bir mekân. Sadece bir yürek yeter, niyet yeter.
Bugün iyilik yapacağımız bir zaman arıyorsak, vaktin kendisi bir iyiliktir zaten. “Şu an” en doğru andır.
Bazen bir iyilik, geciken bir borç gibi içimizde birikir. Ama unutmayalım: İyilik hiçbir zaman geç kalmaz, çünkü o daima yolunu bulur.
Şimdi sormak gerek kendimize:
Bugün kimin duasında yer edindik?
Bugün kime yük olmadık, aksine yük aldık?
Bugün neye ‘iyilik’ dedik, neyi göz ardı ettik?
Unutma genç kardeşim, iyilik ne mevsim seçer ne saat. O, her yere sığar; ama en çok da insanın içine...
İyilikle kalın, güzel yarınlarda buluşmak üzere...
> “Kim zerre kadar hayır yaparsa onu görür.”
(Zilzal Suresi, 7. Ayet)