Ahde Vefa Sözünde Durmak
Hayat bir imtihandır. Bu imtihanın en önemli ölçülerinden biri de vefadır.
Vefa, insanın hem Allah’a hem de kullara karşı sorumluluklarını unutmamasıdır.
Vefa; sözünde durmak, verilen emanete sahip çıkmak, yapılan iyiliği hatırlamak, dostluğu, kardeşliği ve sevgiyi yarı yolda bırakmamaktır.
Günümüzde çoğu zaman unuttuğumuz bu güzel haslet, aslında İslam ahlakının özüdür.
Çünkü Müslüman, güvenilir insandır; sözü özü birdir, kalbiyle dili arasında perde yoktur.
Kur’an’da ve Hadislerde Vefa
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur:
“Onlar ki, Allah’a verdikleri sözü yerine getirirler ve ahitlerini bozmazlar.”
(Ra’d Suresi, 20. Ayet)
Bir başka ayette ise şöyle emreder:
“Ahdinizi yerine getirin. Çünkü verilen söz sorumluluk doğurur.”
(İsrâ Suresi, 34. Ayet)
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de vefasızlığın imansızlıkla eşdeğer olduğunu bildirir:
“Ahde vefa etmeyen kimsenin imanı yoktur.”
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 349)
Demek ki sözünde durmak yalnızca bir ahlak meselesi değil, imanın gereğidir.
İnsanın imanı kadar sözüne güven olur.
Allah’a verdiği kulluk sözünü unutan, insanlara verdiği sözü de kolayca unutur.
Hz. Peygamber’in Vefası
Bir gün Hz. Peygamber (s.a.s.), yaşlı bir kadının evine uğrar.
Ashab-ı kiram şaşırır ve sorar:
— “Ya Resûlallah, bu kadını tanır mısınız?”
Efendimiz tebessüm eder ve şöyle buyurur:
“Bu kadın, Hatice’nin dostlarındandır. Biz dostluğa vefasızlık etmeyiz.”
Yıllar geçmiş, Hz. Hatice validemiz vefat etmişti; ama Resûlullah (s.a.s.) onun dostlarını unutmamış, onlara ikram etmiş, hâlini sormuş, geçmişi yâd etmiştir.
İşte bu, gerçek vefadır: İnsan, birini sadece hayattayken değil, hatırasına da sadık kalarak sever.
Vefa Sadece Sözde Değil Hayatta Olmalı
Vefa, sadece “unutmadım” demek değildir.
Vefa; bir dostun kapısını çalmaktır.
Bir büyüğü arayıp hâlini sormaktır.
Kendisine iyilik yapmış birini dua ile anmaktır.
Verilen sözü yerine getirmek, emanete sahip çıkmaktır.
Ne yazık ki çağımızda vefa, eski zaman hikâyelerinde kalmış gibi görünüyor.
Oysa bir toplumun ayakta kalması, vefa üzerine kuruludur.
Bir baba evladına, bir öğretmen öğrencisine, bir komşu komşusuna vefalı olmalıdır.
İnsanlar sözünde durmazsa güven ortadan kalkar; güven olmayınca da kardeşlik kalmaz.
Ahde Vefa Allah’a Verilen Sözdür
Her Müslüman, “Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Rasûlullah” diyerek Allah’a ve Peygamberine söz vermiştir.
Bu söz; “Yalnız Sana kulluk edeceğim, yalnız Senden yardım dileyeceğim” sözüdür.
Namaz, oruç, zekât, kul hakkı, adalet, merhamet… hepsi bu sözün gereğidir.
O halde, ahde vefa sadece insanlar arasında değil, kul ile Rabbi arasında da bir bağlılıktır.
Bir Günlük Dünya İçin Ebedi Sözünü Unutma
Bir menkıbede anlatılır:
Bir adam, Allah dostlarından birine gelir ve sorar:
“Efendim, insan neden vefasız olur?”
O zat cevap verir:
“İnsan, Allah’a verdiği sözü unuttuğu gün, insanlara verdiği sözü de tutamaz.”
Gerçekten de öyledir.
Bir gün bizden de geriye sadece hatıralar kalacak.
İnsanlar bizi malımızla, makamımızla değil; vefamızla hatırlayacaklar.
İnsanın değeri, verdiği söz kadar büyüktür.
Vefa; sevginin, kardeşliğin ve imanın özüdür.
Unutmayalım: Sözünde duran, Allah katında her zaman değerli olandır.
Dua
Allah’ım!
Bize sözünde duran, emanete riayet eden, ahdine vefalı kullarından olmayı nasip eyle.
Bizi vefasızlıktan, nankörlükten ve gafletten koru.
Dostlarımıza, anne babamıza, kardeşlerimize ve geçmişimize sadık olmayı öğret.
Kalplerimize sevgi, dilimize sadakat, hayatımıza bereket ver.
Senin rızan için verdiğimiz her sözü yerine getirebilmeyi bizlere lütfeyle.
Âmin.
Hayırlı Cumalar diliyorum.