NAMAZI TERK ETMEK
Her gün aynı gökyüzüne bakıyoruz. Güneş doğuyor, akşam oluyor; vakitler akıp gidiyor.
Fakat bazı vakitler vardır ki, onlar sıradan değildir: Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı…
Bu vakitler sadece saatlerin değil, kulluğun da işaretleridir. Rabbimiz, biz kullarını huzuruna davet eder; ezanla çağırır, secde ile buluşturur.
Ne var ki, bu çağrıya kulak tıkayanların sayısı her geçen gün artıyor.
Kimisi “işim çok” der, kimisi “daha gencim, ileride kılarım” bahanesine sığınır.
Oysa vakit kimseyi beklemez; ölüm de ertelenmez.
Kur’an’ı Kerim’in Uyarısı
Yüce Allah, Müddessir Suresi’nde cehennem ehline sorar:
“Sizi bu yakıcı ateşe sokan nedir?”
Onlar da şöyle der:
“Biz namaz kılanlardan değildik.”
(Müddessir, 42-43)
Bu ayet, namazı terk etmenin dünyevi mazeretlerle örtülemeyecek bir vebal olduğunu apaçık bildiriyor.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de şöyle buyurur:
“Namaz dinin direğidir. Kim onu yıkarsa dinini yıkmış olur.”
(Beyhakî, Şuabü’l-İman, I/373)
Bir Menkıbe, Bin İbret
Büyük velîlerden Hasan-ı Basrî Hazretleri’nin anlattığı bir hadise vardır:
Gençliğinin heyecanıyla namazı önemsemeyen bir delikanlı, ölüm döşeğine düşer.
Hasan-ı Basrî (r.h.) yanına varıp kelime-i şehadet telkin eder, fakat genç bir türlü söyleyemez.
Gözlerinden yaşlar süzülür ve şu sözler dökülür dudaklarından:
“Hocam, namazı hafife aldım; Rabbimle aramdaki bağı kopardım. Şimdi dilim dönmüyor…”
Bu manzara karşısında Hasan-ı Basrî şöyle der:
“Namaz, kul ile Rabbi arasında bir iptir. O ipi koparan, son nefeste tutunacak bir dal bulamaz.”
Bu menkıbe sadece bir hikâye değil; her birimizin kalbine düşen bir ikazdır.
Namaz Sadece Ahiret İçin Değil
Namaz, sadece ahirette kurtuluş vesilesi değil; dünyada huzurun da anahtarıdır.
Kur’an-ı Kerim, “Namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar” (Ankebût, 45) buyurur.
Namazla geçen gün, bereketlidir. Namazla açılan kalp, huzurludur.
Büyüklerimiz bu gerçeği şu veciz sözle özetler:
“Namaz kılan pişman olmaz, kılmayan pişmanlıktan kurtulamaz.”
Bugün Başlamak İçin En Güzel Gün
Sevgili okur; belki sen de yıllardır “yarın başlarım” diyorsun.
Fakat bil ki, yarın bizim değil, yalnızca Allah’ın ilmindedir.
Bugün kılmadığımız her namaz, bir daha asla geri dönmeyecek bir vakittir.
Gözlerini kapat, düşün: Rabbimizin bizi huzuruna çağırdığı bir vakitte, hangi iş, hangi bahane daha değerli olabilir?
Güneş yeniden doğacak, ezanlar yeniden yükselecek.
Ama bugünkü vakit bir daha gelmeyecek.
Gelin, ertelemeyi bırakalım. Seccadeye bir adım atmak, ebedi huzura koşmanın ilk basamağıdır.
Dua
Ya Rabbi!
Kalplerimizi namaza âşık, vakitlerini gözeten kullarından eyle.
Tembellik ve gaflet perdelerini üzerimizden kaldır.
Bizleri, çocuklarımızı ve torunlarımızı namazla dirilen, secdeyle şeref bulan mü’minlerden kıl.
Âmin.
Haftaya görüşmek dileğiyle dua ile kalınız.