Kurşun Dökmek Caiz mi?
Hemen hemen herkesin duyduğu, bazılarının yaptırdığı bir uygulama vardır: “Kurşun döktürmek.”
Bir çocuk çok ağladığında, bir genç sürekli halsiz düştüğünde, bir insanın başı beladan kurtulmadığında “Herhalde nazar değdi, kurşun döktürelim” denir. Büyüklerimizin arasında hâlâ yaygın bir şekilde yapılan bu uygulamada, eritilen kurşun bir kabın içindeki soğuk suya dökülür, çıkan şekillere bakılır ve buna göre yorumlar yapılır.
Kimileri bunu “gelenek” olarak görür, kimileri ise gerçekten şifa aracı sanır. Peki bu işin aslı nedir? İslâm’a göre kurşun döktürmek caiz midir?
İslâm’ın Bakışı
İslâm dini, insanların sıkıntılardan korunması için bazı helâl ve meşru yollar göstermiştir. Bunların başında dua, Kur’an okumak ve özellikle Felak-Nâs sureleri ile Ayetü’l-Kürsî gibi ayetlerle korunmak gelir. Bunun dışında şifa ve korunma amacıyla yapılan, fakat İslâm’ın onaylamadığı hurafe ve batıl uygulamalar caiz değildir.
Kurşun dökme geleneğinde, gelecekten haber verme, şekilleri yorumlayarak fal benzeri çıkarımlar yapma söz konusu olduğunda bu kesinlikle haramdır. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Kim bir kahine gider de söylediklerine inanırsa, Muhammed’e indirileni inkâr etmiş olur.”
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 429)
Yüce Allah da Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları ancak şeytan işi birer pisliktir; onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.”
(Mâide, 90)
Bu ayet açıkça göstermektedir ki, fal, büyü, uğursuzluk ve benzeri hurafeler İslâm’ın reddettiği şeytanî vesveselerdendir. Müslüman’ın yolu, Allah’ın emrettiklerine sarılmak ve batıldan uzak durmaktır.
Menkıbe: Gerçek Koruyucu Kimdir?
Büyük velilerden birine öğrencisi gelir ve der ki:
“Efendim, insanlar bana nazar değmesinden korkmam için kurşun döktürüyorlar. Bu beni korur mu?”
Mürşidi ona şu cevabı verir:
“Evladım! Kurşun seni korumaz, suyun şekli seni saklamaz. Seni koruyan Allah’tır. Onun için her gün Felak ve Nâs surelerini oku. Çünkü Allah, kendi kitabında ‘Şerlerden sana sığınırım de’ diye bize öğretiyor.”
Bu söz, kulun asıl sığınağının Allah’ın kudreti olduğunu ne güzel ortaya koymaktadır.
Yapılması Tavsiye Edilen Dua
Nazar ve benzeri sıkıntılardan korunmak için Efendimiz’in (s.a.s.) öğrettiği şu dua okunabilir:
“E‘ûzü bi-kelimâtillâhi’t-tâmmâti min şerri mâ Ğalak.”
(Allah’ın yarattığı şeylerin şerrinden, O’nun eksiksiz kelimelerine sığınırım.)
(Müslim, Zikir, 54)
Yine torunları Hasan ve Hüseyin için yaptığı şu dua da tavsiye edilmiştir:
“U‘îzükumâ bi-kelimâtillâhi’t-tâmmâti min kulli şeytânin ve hâmmetin ve min kulli aynin lâmmatin.”
(Sizi, Allah’ın eksiksiz kelimeleriyle, her şeytandan, zehirli haşereden ve kem gözden Allah’a sığınarak korurum.)
(Buhârî, Enbiyâ, 10)
Bunların yanı sıra şöyle dua edebiliriz:
“Allah’ım! Bizi şeytanın ve kötü niyetli insanların şerrinden koru. Nazar eden gözlerden, vesvese veren nefislerden, gizli ve açık düşmanlardan muhafaza eyle. Kalplerimizi Kur’an’ın nuruyla doldur, hanelerimizi bereketle kuşat. Bizlere her daim sana sığınan, sana tevekkül eden, senden yardım isteyen kullarından olmayı nasip eyle. İmanımızı sarsılmayan, kalbimizi korkudan emin, ruhumuzu huzurla dolu kıl. Bizi ve sevdiklerimizi dünya ve ahirette saadete erdir, Ya Rabbi!”
Dua! Rabbim, bizleri batıl inançlardan ve faydasız işlerden uzak eylesin. Kalplerimizi imanla, gönüllerimizi huzurla, evlerimizi bereketle doldursun.
Haftaya görüşmek dileğiyle dua ile kalınız.