Onların Arkadaşlıklarından Sakın!
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir.” (Nisâ, 139)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Kişi dostunun dîni üzeredir. Onun için her biriniz kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin!” (Ebû Dâvûd, Edeb, 16/4833)
Câfer-i Sâdık Hazretleri buyurur:
“Beş çeşit insan ile arkadaş olmaktan sakın!
1. Yalancı: Çünkü onunla beraber olduğun sürece aldanış içinde bulunursun. O serap gibidir. Sana uzağı yakın, yakını uzak gösterir.
2. Ahmak: Sana faydalı olmak istediği zaman bile zarar verir, bunun da farkında olmaz.
3. Cimri: Senin en fazla muhtaç olduğun şeyi senden esirger.
4. Korkak: Seni başkalarına teslim eder ve zor zamanda kaçıp gider.
5. Fâsık: Seni bir lokmaya ya da daha azına satar.” (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, Mart-2014)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Vehhâb: Bağışı çok olan, karşılıksız veren, nimetlerinin ardı arkası kesilmeyen, mü’min ya da kâfir ayrımı yapmadan, bütün mahlûkuna nimetlerini yağdıran, ihsân eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Hiçbir insan, anne-babasını, doğduğu muhiti kendisi seçemez. Fakat kimlerle dost olacağını seçmek, insanın elindedir ve bu tercihlerden dolayı da mes’ûldür. Zira insan, dostlarının hâl ve ahlâkından hisseler alır, şahsiyet ve karakterini bu tesirlerle inşâ eder. Ekseriyetle doğru yola da, yanlış yola da dostlarının telkinleriyle yönelir. Dolayısıyla ahlâkî zaaflara müptelâ kimselerle ülfet edip onlarla dostluk kurmak, mânevi hayata zehir saçmaktan farksızdır.
