Kur’ân Kültürü
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
اَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْاٰنَ اَمْ عَلٰى قُلُوبٍ اَقْفَالُهَا
“Onlar, Kur’ân-ı inceden inceye düşünmezler mi? Yoksa, kalblerinde kilitler mi var?” (Muhammed, 24)
Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
“En hayırlınız, Kur’ân-ı öğrenen ve öğreteninizdir.” (Tirmizî, Fedâilu’l-Kur’ân, 15)
2g1d ayrac
Enes (ra)’ın anlattığına göre Ebû Talha (ra) bir gün Peygamber Efendimiz’in yanına varmıştı. Rasûlullah (sav)’in ayakta Ashâb-ı Suffe’ye Kur’ân öğrettiğini gördü. Allah Rasûlü, açlıktan iki büklüm olan belini doğrultmak için karnına taş bağlamıştı.
İşte Rasûl-i Ekrem Efendimiz ve ashâbının en mühim meşgûliyeti, Allah’ın kitabını öğrenip öğretmek, anlayıp anlatmaktı. En büyük arzu ve iştiyakları da Kur’ân-ı tekrar tekrar okumak ve dinlemekti. (Ebû Nuaym, Hilyetü’l- Evliyâ, Beyrut 1967, I, 342)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
es-Semî’: Kâinattaki her sesi; içte saklansın yahut açıkça söylensin duyan, gizliyi, fısıltıyı bile işiten demektir.
Kısa Günün Kârı
Peygamber Efendimiz (sav) Kur’ân talebelerini daima üstün tutmuş, onlarla özel olarak ilgilenmiş ve Kur’ânî bilgisi daha üstün olanı daima AS diğerlerine tercih etmiştir.
