Bir Sabır, Bir Hayır
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Eğer ceza verecekseniz, size yapılanın misliyle ceza verin! Ancak sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.” (Nahl, 194)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Ödüncün karşılığı teşekkür etmek ve onu ödemektir.” (Vâkıdî, II, 863; Ebû Dâvûd, Büyû’ 88/3562; Muvatta, Nikâh, 44)
Mekke, büyük bir askerî dehânın eseri olarak sulh yoluyla fethedildiğinde, o zamana kadar düşmanlık eden insanlar hakkında umûmî bir af îlân edilmiş ve Mekke’den ganîmet olarak hiçbir şey alınmamıştı. Rasûlullah (sav), günlerdir yolda olan on bin kişilik İslâm ordusunun bir hayli yekûn tutan zaruri ihtiyaçlarını karşılamak üzere henüz müslüman olmayan Mekke zenginlerinden ödünç para ve zırh aldı. Daha sonra bunu, Hevâzin ganîmetlerinden tamâmıyla ödedi ve:
“–Ödüncün karşılığı, teşekkür etmek ve onu ödemektir!” buyurdu. (Vâkıdî, II, 863; Ebû Dâvûd, Büyû’, 88/3562; Muvatta, Nikâh, 44)
Peygamber Efendimiz’in yerinde hangi kumandan olsa, yaptıkları kötülüğün haddi hesabı olmayan o insanları şiddetle cezalandırır ve mallarına ganimet olarak el koyardı. Buna hakkı da vardı. Ancak Efendimiz, kalabalık ordusuyla büyük bir maddî sıkıntı içinde olduğu hâlde bunu yapmadı ve borç aldı. Peki, bunun neticesi ne oldu? Onu da şu hâdisede görelim:
Safvân bin Ümeyye de Mekke’nin zenginlerinden idi. İslâm hakkında düşünüp karar vermek için iki ay müddet istemişti. Rasûlullah Efendimiz ona dört ay zaman tanıdı. Bir defasında kendisine:
“–Safvân! Sende silah var mı?” dedi. Safvân:
“–Ödünç olarak mı, yoksa gasp mı?” dedi. Allah Rasûlü (sav):
“–Hayır, gasp değil, ödünç istiyorum” buyurdu. Bunun üzerine Safvân, otuz kırk kadar zırhı ödünç olarak verdi. Rasûlullah (sav) Huneyn Gazâsı’na çıktı. Müşrikler hezimete uğrayınca, Safvân’ın zırhları toplandı, ama onlardan bazıları kaybolmuştu. Rasûlullah (sav), Safvân’a:
“–Zırhların bir kısmını kaybettik. Onların bedelini ödesek olur mu?” diye sordu. Safvân (ra):
“–Hayır ya Rasûlallah, bugün kalbim, o gün hissetmediğim bir takım ulvî hissiyâtla dolu!” dedi. Safvân, zırhları müslüman olmadan evvel ödünç vermişti, ancak şimdi müslüman olmuştu. (Ebû Dâvûd, Büyû’, 88/3563)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Muhyî: Can bağışlayan, sağlık veren, dirilten, kalpleri dalâletten kurtarıp, iman ve zikirle dirilten, hayat veren demektir.
Kısa Günün Kârı
Sabırlı olmak asla kaybettirmez.
SİİRT PUSULA HABER















